14
deniz havasıyla birlikte vapur çayı hep iyi gelir.. dâima tâzedir.. deniz havası mis, manzara mütiş; üç tane peşpeşe demli.. sigarayı bırakmasaydım, ne bayram olurdu… ciyerlerime diye ufak bi hayıflanma da geçmedi değil içimden..
“ada sahillerinde bekliyorum”… ada sahillerine baka baka, sağ elim, ada sahili gözden kaybolana dek, sabahın o saatinde bayaa bi sulu-kuru, susuz geçen geceden nasıl ayılıp geldiler hayret, sahilde toplanmışlar, mâaada?!. dinlerine(!) nasıl bağlılar, acayip gıpta ettim, öte yandan kovma protestosu yapan kalabalığa doğru, “arş!. iileriii!.” modunda, sabit ortaparmaklı uzanmış;
şarkıyı inadına direniş marşı gibi, en yüksek desibel, söyledim, açık havada..
“ada sahillerinde bekliyorum”…
şarkı-türkünün radyoda yasaklandığı yıllar.. aziz atanın mecliste yaptıı bi konuşmadan sonra, sözlerini yanlış anlayan tek tip meclis “atamız yasak istedi gaalibaa?!!” diyip yasak kararı almış ama aziz ata sevdiği şarkı türküleri sofralarında devrin meşurlarını çaartıp canlı dinlemeyi sürdürmüş..
en meşurlarından biri, boya küpü, rabbimin yaratırken özenini(!) esirgemediği ay parçası(!) yüzünü örttürerek okuttuğu, ülkemin ilk nonoş sanatçı(!)larının kutsal mama’sı, boğazına propan gazı kaçmış o bouk sesiyle; profanlığın kitabını yazmış müzeyyen senar’dı..
yolun yarısında mutlu mesud(!) duygu ve düşünceleri, güzelim manzarayı bikenara bırakan beynim azcık yorgun düşmüş, uyumuşum.. dayağın çeyreğini dünya şampiyonu bi boksör yese, azcık şöyle bi içinin geçip minik bi uykuya dalmasını bırak, ebedî istirahatgâhına çekilirdi..
linçin etkisi, vücudumda hafif(!) bi ağrı sızı, uyandığımda moda iskelesine yanaşıyodu vapur..
../.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder