Pazartesi

modernitede aşk diye bişey yok çocuk!.


- nasıl bir kadına âşık oldun?!. bir azîze mi o?!. değilse hepimiz gibi sıradan bir seksisttir.. nasıl giyiniyor ve kime?!. dışarı çıkarken, misâl?!. kıyafeti, süsü, boyası, aksesuarı, dekoltesi?!.

müthiş ve çekici öyle mi?!. sen bu kadına âşık değil alık olmuşun!. o, ona ilişilmesini istiyor, kimsenin aşkını meşkini değil!.

senden başka herkes, herkese, herkesle…

‘ilgilenecek herkese açığım ben, 7/24 açık büfeyim, yanaşıp, sunduğum çeşnimi tadabilirsiniz..’… ablamız kapı gibi teşhirci ve verdiği mesaj da bu..

kaç tane erkeği var sosyal medyasında?!. yalnızca erkekleri soruyorum!.

- abi, şimdilik üç bine yakın galiba!.

- üç bin?!!. hımmm, güzel sayı!. ama az, yetmez!.

sordun mu?!.

üç binden fazla?!.

ve kim onlar?!.

- arkadaş diyor, sâdece arkadaşız!.

- arkadaş?!!. kadın, erkek arkadaş?!!. çok netâmeli mevzû!.

biaraya geldikleri oluyor mu?!.

- sosyal grupları var, farklı.. gezi grubu, okuma grubu, piknik, eğlence, bitakım cemiyetler, aktiviteler..

- o, iyi, maşallah, maşallah!.

- abi, niye öyle dedin?!!.

- şuralarında bazen bi gidişme oluyor mu, tam şuralar, kafanın üst, iki yanında?!.

- nası yâni abi?!!.

- şeyy, boynuz dedikleri yerlerde?!.

- abi o nası laf?!!.

- aslanım, mal mısın sen, o gösteriyor, dikkat çekiyor, bunu senin yanında rahat yapıyor, erkekler karşısında rahat davranıyor, ahâlî de ilgileniyor ve o bundan da fevkalâde mutlu memnun mesud…

dikkatini çekmiyor mu hiç, nasıl baktıkları, uyarmıyor musun?!.

- söylüyorum abi de, her seferinde “sen fesatsın, kötü düşünüyorsun” diyor..

- iyi bari, kıvam almanın başlangıcı!.

- …?!!!

- bak aslan, erkek koruyucu kollamacıdır, müthiş hassas ve kıskançtır.. sevdiği, âşık olduğunu söylediği kadına hangi erkeğin nasıl baktığını erkek hisseder, görür, yakalar.. bakışın ötesine geçer hissiyatı, aklından geçeni okur, anlar.. kahır ekseriyeti bakışlarındaki sinsiliği gizlemeyi başarır, âniden yakalanma korkusu ustalaştırır onları.. en mâsum sandığın, nitelediğin bakışın altında kadını elde etme, tadına bakma dürtüsü yatar.. yâni evlat, bu kadın doğru kadın değil, aşağılık bir seksist; seni hem boynuzluyor, hem yedekte tutuyor.. git, bunu ona söyle, kurtul, derhal kurtul ondan ve doğru kadını ara, saf sevgiyi!.

- abi, aşk, sevgi?!!.

- karıştırma birbirine elmalarla muşmulaları!. sevgi çok başka bir şey, tutku başka bir şey!. sevginin olduğu yerde istismar yoktur.. her an seninledir sevgi, sevgisi,  başka kimseyi değil, sensiz hiçbir şeyi görmez, duymaz, koklamaz, tatmaz, başka hiçbir şeye bakmaz, bütün hayatı, varlığı, kıymeti sen olursun..

sevgi elmas kadar saftır ve yekpâre ve çizilmez, bozulmaz dağılmaz, parçalanmaz, sevgi ölümsüzdür, uğruna seve seve can verilesidir, sevgi kutsaldır!.

- abi, ben öyle seviyorum işte!.

- iyi de, sözünü ettiğin kadın doğru kadın değil!. lâyık değil temiz sevgine!. sevgi mi sevdâ mı?!. kara ve deli ve çılgın?!.

- abi, bazen çıldıracak gibi oluyorum, geceleri uyuyamıyorum, sabaha kadar onu düşünüyorum; yaptıklarını, kızgınlığımı gizleyip uyardığımda karşı çıkışını, düşüncelerimin kuruntu olduğunu söyleyişini!.

-karşında rahat, şakalaşıyor, üstü kapalı cilveleşiyor, tatlı tatlı, yedlre yedire flörtleşiyor ve sen bekliyorsun, ne zaman yüzüne bakıp kızgınlığını farkedecek, kendine gelecek, vazgeçecek?!. çok beklersin!. ne diyeyim daha, çılgınca âşıksın sen!. öyle bu zehirli safraları yutuyorsun, bigüzel sindiriyor, miden bulanmıyor, gerisin geri önüne çıkarmıyorsun!.

şimdi duyacakların için beni şuracıkta gırtlaklarsın!. sâkin olabilecek misin?!. yüz sinirlerin seyiriyor!. 

- dinliyorum abi!.

- seninki tutku ve gözü kör!. tek bir şey hâriç, ilacı yok!.

kurtuluşun yok yâni!. ciddî hastalık senin “aşk” diye nitelediğin.. bu seni her iki halde de ölüme götürür.. öncelikle zaten ölüsün!. ikincisi;

istesin, ya da bir hâl gelsin, bir an, bir durum olsun, bir raydan, yaydan çıkış, uğruna seve seve canını bile verirsin.. o yoluna, yeni eğlencelere, yeni arayışlara, çeşni tatlara, adamlara yelken, sen tezek yoluna niyâzi yâni!.

bak, çok banal ve ilkel olacak nazarında ve çok acı, lâkin gerçek.. o seninle oynuyor, oyalanıyor; geçmiş bir sürü kurbanı gibi.. yenileri sürekli elinin altında, yedekte ve sırada!. baksana, üç bin küsur diyorsun?!. dikkat et, kadın kurbanı yok, hep erkekler!. çünkü kadın kadını kurban etmez!.

-abi, çâresi yok mu, geri dönüşü?!.

-bu sana bağlı!. istiyor musun istemiyor musun kurtulmayı?!. eğer istiyorsan işin, işimiz kolay; gözlerini açar, büyüsünden kurtulur, kafamı bedenini uyuşturmaktan kurtarır, yaptığı kötülüklerini görür, soğursun ondan!. yok ama eğer direneceksen, elimde sâdece bir kezlik, bir dozluk şok var!. fayda etmezse de geçmiş olsun!.

-…?!.

-demiyeyim şimdi onun ne olduğunu şurda!. parantez içi söyleyeyim, duyulmasın etraftan, linç ederler..

bugün ‘aşk’ dediğin tepeden tırnağa leş gibi cinsellik..
kutsal kavramı ayağa düşürmeyin, yediğiniz halta ‘aşk’ demeyin… tutku o; bedenine ulaşmak için yanıp tutuşan… ve tutku hastalık…
pijj doktor reçetesi, kesin tedavi; hamama yahut 
geneleve götürün karasevdâlıyı, iyice boşaşttırın husyelerinde birikeni, bişeyciği kalmaz.. aynı bidaha da nüksetmez, biter.. 

önce bi kurtulmayı dene!. ve şimdiden başla!. dönüş yapıp beni ararsan kurtulmuşsun demektir.. aramazsan, ne diyeyim, ayırlı uurlu olsuno azar azar tükenişin, ölmeden kabre girişin!.

Hiç yorum yok: