“eylül” öncesi…
sevgilerimiz, kurşunla sevdiğimiz arasına glrecek, ölüme düğüne gider gibi gidecek kadar saftı, yekpâre idi..
kayıp kuşaktık; “yedi uyurlar” gibi..
bambaşka bir dünyaya uyandık, uyandığımızda ve yeniden uyuyup bir daha uyanmayayı dileyecek kadar kötüydü dünya..
arkeologların değil, paleontologların araştırma sahasına girdiğimizi görmek her şeyden çok daha acıydı..
bir avuç kalmışısız, kalabalıkların içinde hayâletler gibi dolaşıyoruz ve bunu bizden başka kimse bilmiyor ve dünyanın başına düşecek göktaşını bekliyoruz hasretle…
umarım çok sürmez..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder