ruh ipini kopardı,
yükseldi, yükseldi...
… atmosferi deldi geçti, sonsuz fezâya, nereye gittiğini de bilmeden, yolculuğa çıktı..
dünyada da böyleydi bu; serseri… ruhuna göre takılır, ruhunun başını belâya sokardı.. sonra, ayıkla ruhunun pirincini?!!.
şindi bu gider bi göktaşına, bi gezegene çarpar, kafası gözü dağılır, kaşı patlar, gider bi karadeliğe düşer, kaybolur.. müdahale etmek gerek, derhâl, dünya göğüne indirmek gerek, ki harâret yapmasın daha fazla, motoru soğusun!.
azcık bi yeryüzünde insan içinde bi dolaştır, sokak adamı ruhu yeniden nükseder, ‘normal’e döner..
‘normal’ ne mi?!. en diplerde insan arasında sürünmek.. bunun faydası var mı, var!. hem de çok ve bi anlamda da ciddî hayâtî; daha aşağısı olmadığı, en diplerde olduğu için düşme tehlikesi sıfır!.
‘günün sonunda zarardan hâsıl olan kâr’ da deniyor buna!.
demek ki düşüklüğünde acayip mütiş bi fâidesi varmış… yerine ve adamına göre..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder