Pazar

“budala”…

budala”…

hakkında çok uzun yazmak istediğim..

dosto’nun adetâ aşka bakışım, okuma sevdâmla dalga geçer gibi yaptığı şey yüzünden okumaktan soğumuştum..
silindir gibi geçmişti üzerinden şevkimin.. ve okumasızlık çeyrek asır sürdü nerdeyse..

o zaman zarfında, kâinat kitâbı hâriç, çok ama çok ısrar üzerine bir tek kitap okudum, hikâyesi bende mahfuz, çok da acı verici bir anıyı da yanına katarak..

çok duydum, o uzun yıllar okumasızlıkta,
“hadi canım, bir kitap ne kadar etkileyebilir ki insanı?!” diyen, sayısız saçma saçık insanla karşılaştım.. neyi kime anlatayım, 30’lu yıllarda amerika, avrupa’da yaşanan buhran, bunalım, işsizlik krizi, açlık onbinlerce insanın intiharına sebep oldu.. ve ama, bu intiharların kahır ekseriyeti orwel’in kitapları yüzündendi; “hayvan çiftliği”, “1984”…
ilk okuyan yüzler, binlerce kişi intihar etmişti..

bizzat yaşayanlardan çok duydum,
“bir kitap okudum, hayatım değişti” sözünü..
bir motto oldu bu söz.. sonra, ince alay, bir klişeye..

zamanla alay tiradı hâline gelse de, bir kitabın bir insanın hayatında dönüm noktası olabileceği inkâr edilemez bir gerçekti..

hoca rahmetlinin “doğuran-ölen kazan” hikâyesine tersinden bi ironiyle;
‘behey mübârek, bi kitabın insanın kafasını karıştırıp, fenâ etkileyip öldürdüğü vâki ise, hayatın uçurumunun kıyısından alıp yaşattığı neden hakikat olmasın!.

“hadi canım, bir kitap ne kadar etkileyebilir ki insanı?!”
neyin kimi nasıl etkileyip etkilemeyeceğini ancak tanrı bilirken senin şu sığ görüşün, sığır sağır ifâden?!!.

bütün toptancı yargılar çürük ve tehlikelidir ve insan en çok da iddiasından vurulur, sınanırmış..

“budala”dan nerelere geldi mevzû?!!. c.meriç demesi “acıları dev aynasında büyütmek  gibi rezil bir hassâsiyetim var”, benim de!.

dosto; “budala”sında dünyanın en gıcık yazarı, kanaatimce!.
nastasya’yla mişkin’e büyük aşklarını perçinletmek için düğün gününü îlân ettiriyor, düğün gecesi anastasya’yı uğursuz rogojin’le kaçırıyor?!.
bunu hem de daha romanın başı sayılacak yer ve zamanda yapıyor?!!.
‘ahanda bitti roman!. bundan sonra ne söyleyecen dayı?!!’ diye soruyon, çok fenâ bozulmuş, soğumuş, amcam son derece pişkin sâkin, “dur, daha yeni başlıyoruz kardeş!.” diyor, kitabının lisân-ı hâlince!.

dosto bu!. dosto farkı!. hayatta sıkıştıramazsın, yazıda kitapta eserde bi köşeye, üstü kaygan pullarla kaplı balık gibi kurtulur;
ve daha da beter içine çeken satırlarla devâm eder “budala”sına ve imâ ettiği gibi, roman daha yeni başlar ve neler neler olmaya başlamıştır…

bu durumda şu yazının devâmı var gibi görünüyor..

Hiç yorum yok: