Perşembe

sevgili günlük!.

sevgili günlük!.

“blog” diyorlardı sana ve iki binli yılların başı, büyük keşiftin sen!.

güzel zamanlarındı… güzel yazan, şöhret gibi bir derdi olmayan, iddiasız kalemler berceste satırlar dökerdi.. ve sen, ben gibi bi ‘dinozor’ çağının son kalıntılarından, kendince satırlar döken biri için âhir ömründe muhteşem bir nîmettin!. yazısız geçen uzun yıllardan sonra, küllüm zarar bir ömürde ve allah-u âlem, ‘son’uma da beş kala zarardan hâsıl olan son kâr!. seni hiç unutmayacağım!.

o, ihtişamlı blog günlerinden geriye metruk bir kaşâne kaldı.. birer birer kayboldular yazanlar.. artık bir elin parmakları kadarlar ve sen artık ‘sevgili dünlük’sün!. herhalde bugüne kadar kimse teşekkür etmemiştir sana, ben ediyorum!.

“söz, anlayana söylenir” ve “güzel bir söz de söylüyorsa biri, bu, anlayanın anlamasından ileri gelir..” demiş mevlânâ..

geçmişte bir kelime, bir cümle günler, aylar, yıllarca meşgul ederdi aklı, kalbi, ruhu.. şu meşhur sosyal medya araçlarında artık her şey ışık hızında ve karadeliğe akıyor.. bu demektir ki, kimse kimseyi duymuyor, dinlemiyor..

sitkom tarzı, en fazla üç saniyelik bir balık hâfızaya indirgenmiş bir güdük idrakle yaşamanın ne zor olduğunu, bunu konuşabilecek birileri olmalı?!.

sevgili günlük!. olsaydın burda, dertleşirdik!.

Hiç yorum yok: