5
(kitap-fuar-tanışma-mektup…)
pempe!. sanırsam evvelkilerinde olduğu gibi, bıkkınlık başladı.. benden de!. benle de!.
belkide benden evvel kaç âşığınla aynı şeyi yaşadın; bi süre sonra sıkıldın adamlardan, sepetledin?!. sahî, ben kaçıncıyım, kaçıncıydım, kaçıncındım?!.
soruya bak?!!. soruya gell!!. bundan daha iyyrenç soru hangisidir acabaa dünyada?!!.
yeni heyecan arayışı, yeni biri, yeni bir aşk, âşık.. hazırda bekleyen en az kaç bi düzine herif vardır kim bilir, stepnende?!.
insan ihânete uğrayınca kalbi paramparça oluyor, hayatı kararıyor, kötü düşünceler aklını karıştırıyor, kafasına fenâ takıyor… boynuzu…
acabaa nerde tanıştılar?!. penpe mi salladı…kuy… pardon, el, önce, herif mi sırnaştı?!. kim kime yanaştı, yaklaştı, kimin gemisi kimin dümen suyuna girdi, kim kimin suyunun karasına oturdu; bi dünya merak?!!.
şurda yeri gelmiş, azcık bi mantık yürütmekten zarar gelmez;
“merak”la “tarak” arasında bi örüntü, bi yakın akraba bağıntı var.. kız gitmiş, başka bi adamla acaip uçuşlar yaşamaya, adam ‘nerde karşılaştılar, nasıl tanıştılar’ın merakında?!. “kelebek” deyil, ‘boynuz’ etkisi!.
imzâ günleri: yeni okuyucularla flört günleri..
fuarda mı tanıştılar acep, yazdığı son kitabı ‘aşk diye bişey yoktur’un imzâ gününde adam gelip kitabını alıp, gözlerinin içinden gözlerini çekmeden imzâlatırken mi?!. sonra akşam-gece âniden tel’e düşen fotolu bi mesaj; karşıda yanan şömine, kitap dizlerinde, “sizinleyim!”… “kitabınızla” (kıvır, kıvır, ibbe!!.)… sonra, uzun blr tel sohbeti, sonra, salacak sırtlarından boaza bakan, kızkulesi manzaralı bi seçkin restoranda başbaşa romantik bi akşam yemeyi dâveti, son derece centilmence bi “kırmızı mı, beyaz mı?!.” teklifiyle, geceyi ateş bassın diye akşamdan daa da ısıtılan ortam, dünyanın en pahalısı, sauvignon-cabernet yahut merlot-cabernet üzümleri, yahut sauvignon blanş ve semillion üzümlerinden yapılan, dünyanın en pahalısı bordeaux eşliğinde derin bi sohbet, sonra ver elini, sohbetin devamı için, yine boaz manzaralı evine bi kaave daveti…
sonra, evveli akşam-gecedeki kitabını okuma muabbeti adı altında, geri planda sanki orda hiç işi yokmuş, kadraja öylesine girmişmiş sanki gibi durdurulan, aslında illüminatik mesajın dibi olan o şömine fotosundaki o şomine başında daa da koyulaşan sohbet… sonra… oha?!!!.
belkide öyle olmadı, şöyle oldu tanışma faslı; fuarda kitabını imzalatırken o ilk tanışmadan sonra, bi merhaba, sosyal medyadan…“paylaşım” dedikleri o iiyyrenç yolla bişeyin paylaşımı esnâsında bi yakîn irtibat sağlama falan?!. neyi paylaşıyoz acabaa?!. yeni sevgiliyi mi, eski aşkı mı?!.
gece gece?!.
penpe sen ne yaptınn?!!!!
../.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder