Perşembe

‘hazret-i insan’

bâzen bile bile lâdes hayat, bazen kader gereği mecbûri istikamet, kaybedişlere yol almak, bâzen umarsız gülümseyişlerle "işte sırtım!.” diyerek kalenderî, yüz çevirmek dünyadan… bâzen geriye tek şey bırakmamacasına, direnmesiz açmak yağmaya; her şeyi kabullenmiş bir derviş sükûtuyla.. her şeyiniz alınsa da elinizden kalbiniz kalır.. açtığınızca aldanır, yağmalanır, yaralanır, örselenir, kırılır, lâkin sizindir.. ve sarar sarmalar umudunuz ve zaman.. … selâmım ‘insan’ olan, 'insan' kalanlaradır ki yanıltmazlar onlar.. hep arar dururuz onlardan birilerini.. yeryüzünde elmastan da nâdirdir varlıkları ve bulmak insanın bahtındandır.. bâzen hiç aramadığınız yerde çıkıverirler karşınıza.. bâzen en yakınınızdaki ‘en uzak’, hiç bilip tanımadığınız en uzaktaki böyle ‘en yakın’ olur.. hani "kardeşin duymaz, eloğlu duyar" misali..

Hiç yorum yok: