Çarşamba

gönülle ‘akıl’ üzerine, ileri geri…

gönül abim!. bak, düşüncelerim hep dağınıktı, ama bişeye, bi noktaya yönelince toplanıyor.. nokta mühim, çok mühim.. hele onüç nokta?!. o onüç noktayı, anlamını gerçek kalp sahibi, çok az insan evlâdı bilir..

yaa işte, kızılca kıyameti koptuktan sonra yaban yavan eşiklere yazıp kaçmanın, sonra uzun uzun susup, sonra dayanamayıp yeniden kelime patlatmalara başlayınca gitgide ne söylediği anlaşılır hâle geliyor yazanın duygularını düşüncelerini aktarması..

hep duygularımla hareket ettim bunca ömür, biliyon!. yani gönülce, gönlümce, senle, sence!.


akıl meseleyi irdeleyip nitelemede bulunup bi dünya da menfî sonuç çıkarıp, telkin de ettiği halde hiçbir şey yapamıyor tek başına!. akla gönül gerek!.

iyi de, bende yani gönül, sende bidünya olan aklın, şuurun bende zerresi  yok?!!. nooluyo şimdi böyle olunca?!.

boşver, aklımı yiyeli çok oldu, biliyon!.

Hiç yorum yok: