(“en azından günün sonunda verdiğim zarardan çok iyilik yapıyorum!.” diyordu; o gün iyi işler yaptığına kendini inandıran, vicdan parlatma yarışında, gece yastığına başını koyduğunda kendini iyi uyutan, kurgusuz, mizansensiz, mîzansız, hesapsız, plansız, ömrünün takvimden düşen her gününü kazanç bilen, sitkom usulü anlık yaşayan, yaşamaya da fenâ kötürüm, hayattan prematüre, dünyaya bigane, kendiyle kavgalı kalbiyle;
naylon bir adam...
ona hiçbir sorumluluk yüklemeyecek şu marka kıytırık hesaplaşmaya yol açan, üzerine kazara konmuş bir zerre haysiyet tozu dışında kendini yargılayabileceği başka bir değeri de yoktu..)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder