yazı başlığı…
okurken nefes kurutan cinsten:
her alanda hayatın vip’inde yaşayan, yüzenlerin kendi sınıflarının dışındakileri “lümpen, paçoz, ezik, ilkel, asosyal, sosyopat, serseri, sıradan vs” nitelemeleri üzerinden egosunu kendi nefesiyle şişirenlerin yüksek egolarını patlatmak… yahut da, dibine bevl yolu ile, üreik asitli sular dökerek ego sulamak..
ve yazı:
ucuz biletle 3. sınıf kamaralarda seyahat edenlerin denizi görme hakkına sahip olmaları tuhaf değil mi?!.
nerde sınıf farkı, varsılların üstünlüğü, ‘paran kadar konuş’un lüksü, lüküs kamarada oturma ayrıcalığının havası, fiyakası?!.
vip uçuşlarda uçağın vip sakinlerini de diğer sınıfsız yolcularla aynı yere götürüyor olması anlaşılır şey değil!.
‘veriveriimportıntpersın’lar adına büyük adâletsizlik!.
ayrıca, husûsi sınıf uçuş için çok daha fazla ödedikleri halde neden itiraz etmiyorlar; bu da anlaşılır değil!.
ama şu anlaşılır;
‘aynı uçaktayız, aynı gemide, aynı dünyadayız bebek!. az daha fazla yeseydin, özel trenin, özel jetin, yatın olsaydı, kafana göre seyahat ederdin!.’
bunlar halledilebilir şeyler; de, ya aynı dünyada yaşamak?!!.
olacaksa, zâtlarınıza mahsus, tapulu, ‘kişime özeldir’ sertifikalı bi gezegeniniz de olmalı!.
acı gerçek…
ne yazık ki ve çok üzgünüz ki ve maalesef ki birlikte olmasak da, beraber uçmak, yüzmek, aynı gezegende aynı atmosferi solumak, öte’ye gitmek zorundayız!.
konu baygın, bayabilir,
değiştirelim;
ciddî zarûret sahibi olduğu halde, yüzsüzlük edip kimseden bişey istemeyen, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen, açlık şiddetini artırdığında bi çay-simit hesâbının bile içinden çıkamayan, yiyecek tezgâhlarına, camekânlara bakamadan, bakışını yere gömüp yürüyüp geçen, kaderleri mûcibi ‘mecbûriyet yolculuğu’ yapan sıradanların da müthiş sıradışı seyahat hikâyeleri, fevkâlade gezi notları vardır..
bu da onlardan biri; bir zarûri, istemsiz, tedâriksiz, borç harç, keyfî, keyfe keder, zevk kebabı olmayan bi mecbûri, hayatî yolculuk sonrası düşünceler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder