sustuğun yok ki?!.
...
bulvar kaldırımlarındaki dev panolara asılan reklâm afişlerinde, poz vermiş, uluslararası top modelin uzaklara dalmış buğulu, hülyâlı bakışlarına âşık olan salaklar var.. sayıları, önünden geçerken onlara ‘resmen’ yahut kuytu biköşede gizli 'asılan'lardan daha çok.. lan gerçekten bak "anam bacım olsunlar, çok güzeller!. güzel allahım ne güzel yaratmış!" diyen dallama romantikler bile çıkıyo aralarından?!!.
ve sen de şunlara, onlara nasıl da 'insan' yaklaşıyosun?!!. dikeyim senin o insan cart curt sevgini!. sevme lan, sevme!. sevilcek insan çok az!..
ama lan gönül, o kadar büyülenmiş bakıyolardı ki, acıdım ve onlara 'lan mallar!. sizin şu bakışlarınızdan dünya para kaldırıyo onlar!. profesyonel lan onlar!. zengin ediyonuz reklâmcıları, modelleri!.' diyemedim!. kıyamadım!. aksine, 'ben sizin o saf, ilkel, doğal, masum duygularınızın ellerini öpeyim, yapmayın böyle abicim!' dedim, gönül bunları duyunca içinden fenâ söylendi;
(lan buna da neden söz edersek edelim, ister çiçekten
böcekten, ister ayağında“d'by divarese” marka yüksek ökçeli kundurası, üstünde
valentini tayyörü, içinde muhteşem elbisesi, boynunda versace fuları, şu şıkır
şıkır güzellerden, güzellemelerinden; bunun kalbine bu dünyadan olmayan, başka
çizikler düşüyo?!.ne anormal bi kafa bu?!!.
bu, erkek milletinden normal bi kul-insan değil, bu
başka bi mahluk?!!.)
..
angut gönül, benim bunları duyduğumu bilmiyodu!.
karşılık verince çok bozuldu;
'bak yavrum gönül, billâ da, bunun şeyle, baharda
hormonal dengesi yukarlara yukarlara fırlamakla bozulmuş, azmış mahluk sendromuyla
bi ilgisi yok; aklına gelmesin kellâ, öylesi şeyler!. ama şu gelsin aklına; bu
adamın böyle afili, aşırı iddialı denecek kadar süslü sepetli, hele ki de
kibirli tazecik ya da kartçık fark etmez, egosu bırak dünya atmosferini, uzayda gezinen havalı tiplere hiç dayanamam!. yani,
yanlış anlama; katlanamam!.
şıkır şıkır modeller, mankenler, güzel sunucular sürekli göz önünde, teşhirde, "tablo gibisiler", "biblo gibisiler" vs falan lafları bidünya 'magazin' geziniyo ortalıkta?!.
istediğin kadar 'ilkel, yobaz, çok geri kafa' de?!. böyle 'güzel güzel' sunulursa mahrem güzellikler, ulu orta, en olmadık şekil ve yerlerde, karşında bulursan, bu acaip sunuş, sunum ve anlatım karşısında lafa tetiklenmemek her babayiğidin harcı değil!.
günümüz moda magazin modern kevaşe dünyasında süs, aksesuar, "sunum" önemli mâlûm!.
ay, seni gıdıklıyasım geldi lan gönül!. sen neleri ve nasıl da biliyosun lan; o markaları, modelleri, modellemeleri, ne işin olur senin onlarla olm; kız değilsin, kadın değilsin, töbe, bi trans mrans?!. e, o hâlde?!!.
ama adın?!. adın kız/kadın adı, anan da terziydi senin?!. bi terzi bi terziydi, kimse sormasın şurda, ustalığı müthiş, allah vergisi!. iki elini de bigüzel kullanır; soluyla keser, tek kesişte, sağ eliyle diker, tek dikişte; ne provası, teğeli?!.
dünyanın en iyilerinden, müthiş bi kabiliyetti; ki, devrin ses sanatçılarının, opera, bale balo şeysilerinin, artizlerinin terzisi?!. ne elbiseler, ne sahne şeysileri?!!. ipekten, tiril tiril bluz; askılı filan?!. yine de; zannımca tayyörün altında elbise olmaz..
neyse lan gönül, saydığın markalar reel en azından..
severler kadınlar, orlardan şeyedilmeyi.. şeyedilmek derken; giyinmeyi,
gezinmeyi, ünlü cadde meydanlarda muhteşem vitrin seyrini..
bazıları her şeyini bilir, kullanır, sever, bazıları
da nefret edermiş.. misal; ayakkabısını, elbisesini kullanmazmış, çünkü
yırtık pırtık severmiş.. ve ama o erkeklerin "içilesi" dediği o
"hatun"lara kadınlar da bakıyomuş, neyine bakıyolarsa artık?!. 'lezzo' mudurlar, nedirdirler,
töbee?!.
bildiğimden falan değil lan gönül, biliyosun; önce
anamın müthiş muhteşem sanatkâr terziliğinden, sonra, adımbaşı o
tabelalardan, gözümüzün içine içine giren reklâmlardan!. yoksa ne işim olur,
karıların bayıldığı giyim kuşam moda tanrılarına kullukları,
tapınmalarıyla, di mi?!.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder