...
bi adamın bi kadına güzel sözler söyleme ihtiyacı, o
kadının o güzel sözleri duyma ihtiyâcından çok daha büyük ve çokmuş; biz öyle
duyduk!.
kat’î bi bilgi mi; bilmediğim hâlde, lâkin öyle
olduğuna dâir kendimden menkûl ve acâib de kuvvetli bi his ve düşünce ve iddiâsı
yıllar yılı içimde sessiz, sarsılmaz bi heybetli dağ gibi, öylece duruyor.. sınanmaksızın..
ve
“sevdiğine sözü olan (da) bir kilim dokur”muş.. öyle diyo türkü!.
daha bebe yaşta öğrettiydi de nenem.. ama işte, türküsünü de dokumasını da nası
da iyi bildiğim halde dokuyamıyorum ben..
ben… ben elişi, ‘odun’ yapabiliyorum, yapıyorum!.
‘odun’; minyatür elişlerinin umumî adı..
ve misal;
bi ‘sevdiği’ olsa birinin hani, yaptığı o ‘odun’lar sevdiğine
bi söz sayılır mı?!. misâl yani!.
4 yorum:
Yorum Gönder