Çarşamba

geceye kar düşer leylâ...

biz hep üşürdük..

...

işte zeldâ, ne diyeceğini bilmeden söze başlamak zor; ki en az ne dediğini bilmemek kadar.. lâkin seninle kelimelerimiz aynı; hangi istikamete yönelirse yönelsinler, aynı hüzün çemberinde.. aynı yöne yönelseler birlikte yürüyorlar, omuz omuza, zıt istikametlerde seyretseler, karşılaşıyorlar bir yerde, bir noktada, bir zamanda.. bunu kelimelerinin yolunun, kelimelerimin yoluna çıkışından bildim, zaten de 'insan' da "kelime"ydi ya hani..

...

işte ben, ‘yolculuğun buraya kadar nezir!’ derken kendime, içimde yine aynı ateş yağmuruna düşen o kelebek, kanatlarının yanışına bakıp, kandırıp kendini ‘bir rüyaydı, bir vehimdi’ demeyeceğim bu sefer.. içimde yine o ölü şairlerin oluşturduğu koro; susmayıp hazin şiirler söylemeye yine devam edecek ve yine aşk ile..
insan serapa 'aşk'tır.. ve aşk, kalbi hâlden hale savuran, ne dediğini bilmez hâle getirendir..
'aşk olsun!' o zaman!.

Hiç yorum yok: