gelse diyorsun, baktığın pencerenden
radyonda serap mutlu akbulut “hatırım için” derken..
çıkıp gelse, sokağın köşesinden
ay bir parça eksikken yüzündeki tülden..
gelse; kar düşmeden dalına
saçların üşüyüp, düşmeden
beyaz bir şal gibi, omuzlarına..
...
bekletme, üşümesin ocakta çay
dilde kelimeler
bekledikçe daha üşür ateş
soğuk külünden..
2 yorum:
Yorum Gönder