Pazartesi

s.güner’e...

"koparıp al!. çoktandır bende piç bir dal

böylesi yaşamak!."

s.güner

..

ne ustaydım hayatı ıskalamakta be süleymân

ve sen gibi ben de çuvallamakta; anlatamam!.


paratoner miydim neydim; ne çekiciydim

gereksiz dünyanın baş belâsı neyi varsa

nasıl da tepeme diker, başıma tâc ederdim


biliyorum, ben asılsam ipine hayatın, karaya oturur gemim

baksam yüzüne, güzelliğinden kaybeder bir peri

ışığı söner bir yıldızın, benzi solar kaderimin

ben yürüsem geleceğime, boyu kısalır gölgelerimin

süleymân, ne savunmasızım..


dediklerine göre ne talih varmış bende be

kıramamış kabuğumu bir türlü

inimden bir türlü gün ışığına çıkamamışım

şu hâlimle ben, çölde kutup yıldızına toslayan nasıl da bahtsız deve

ve ne çok da ihtiyacı olan, bedevî tesellilerine..


zayıf bünyeli ve pek resesifmiş şu sokak itliğim

bilimsel dillerinde “sürekli obsesiflikle beslenmişlik”ten

gelişmemişmiş beyin kemiklerim

bu yüzdenmiş, kümülatif istiflenişim

kalın psikiyatr defterlerine..


kader ve kısmetçiymişim yani süleymân

çapaçul kul, üç para bir pul

çulluk ve sazan hem

hayatın en değersiz şeylerine..


fena kopukmuşum hani, fena serseri

sevmesini hiç bilmeyen

karışık, karmakarışık, kopuk bir şey

ve yüreği üçüncü derece yanık, aşktan

bakılmazmış yüzüme;

yanmışım ki şap gibi..


derinmiş kuyum, kısayken ipim

çıkılması yasak ön bahçelerine çıkmışım

dünde(n) kalmışlığımdanmış

sınıfımı bugün atlayamamışlığım

ve eğer yarına da böyle toy, böyle bilmez

böyle baldır-ı çıplak çıkarsam

kesinmiş rezilliğim..

..

süleymân, itiraf ediyorum işte

körolası gururum kaldıramaz bunu

terden sırılsıklamken zaten ergen utancım

kalkamam şunların tekinin altından

harflerine ayırsalar da şu tek hece “ben”i

teki bile geçmez aklımın darboğazından


işte süleymân, herkes gibi üç günlük benim de ömrüm

kimsecikler(e) ilişmeden nasıl da geçiyor

yaram var kanıyor, derdim var deryâlar gibi

deryâya karşı bigüzel çekiyor

dostum dört paket, sâde maltepeyle ciğerlerime

her gününü bayram ediyorum..

Perşembe

"bu da geçer!." der hep, serlevhâlarda...

 


lâkin...

... bu da geçmedi yâ hû!. geçmiyor?!.

...

bâzıları için bâzı şeyler son nefese değin sürüyor demek;

"yalnızlık", "pişmanlık" gibi?!!.

neyse ki kutsal diye bildiğim hislerden, ikisi de!.