Pazartesi

leliâ

aşk hep adres sorar, unutma

her pervaza konmaz, kelimeler

değmişse pussuz bir kalbe, vurulmuşsan bir kez

dönmemeli aşktan!.

/zamansızlık/tı aşk;
ki, yalnız uçan tek kuşu, zamansız bir ülkenin
feleğin nice devrânından geçmiş
gümüş kanatlı bir yaralı Anka;
bir zamansız ülkenin, vakitsiz masalının..

aşk; bir kırılış, bir ıssızlıktı
bir sessiz film, grî duvarda
derin, dipsiz kuyu
ve aldatıp gölgemizi, atladığımız
davetkâr bir uçurum..
aşk; son ölgün teliydi bir kırık sazın
ve uzaklaşan yolcusu
gözlerimizde son bir fer
baktığımız yolların..

yanıltmaz cânsuyum, bil ki yanıltmaz
pusulası intihâr etmiş gemiler
dönemez limanlara;
yağmalanmadan..

belki bir son sefer bu
çıkmalı güvertesine, bilerek

ve rüzgârlarına, açık denizlerinin
bize kalan saf bir aşk
ve safir bir yalnızlık

gayrı ne varsa yakmalı, yakmalı gemileri diyerek

ne çıkardı gönül sızım aşka bir kez yenilsek!.


suskunsun?!!.
bir tel düşse saçından şuraya

yahut dilinden bir kelime
yahut bir mahzûn bakış
hele desem adını ele isyân çıkacak

kayıtsız bir idâmın fezlekesine..

demek gidiyorsun şu şiirden
vakti doldu demek
eğer böyle gidersen türkülerin adı hep /gurbet/
zamanın adı /hazân/
ve şarkıların makamı hep /hüzzâm/ olacak


böyle gidersen eğer

eğer böyle gidersen

tek bir iz olsun kalmayacak senden
senden ve aşka dair şu doludizgin sözlerden..
git!. şimdi git!. ama

bir başka şiirin kelimelerine!.