Lelia!.
kalbin dallarını yerlere eğen, tatlı yahut tatsız yahut acı meyvelerini dökecek bir şey bu.. ya umduğu tat, lezzeti bulamazsa?!. işte, kalbin kıvrık ucunu araladığında, buna kendinde azcık güç görüp ayaklanacak olan şeyler mutlaka olur.. buna yakın uçacak tek bir ünsiyet ihtimâlinden bile kaçmalı, kaçınmalı.. kelimelerimin var ve kalbime ait oluşunun bıraktığı tek şey yine de nötr bir duygu?!. buna demirliyorum günün sonunda, o limandan çıkmamacasına, sabahına dek..
işte, böyle yazıyorum lelia, bu hâl ile, bu kıpırtısız hâl ile ve böyle çıkılmaz insan içine; bir iş oluş eylem bildiren bir fiil, hareket gerek..
ben insan içine çıkamayacağım hiç.. senden sonra kalan ömür boyu.. insan içinde, biri olma tabii vasatını içimdi koyu, kaskatı hâle getirdim ve bundan dünyadan sessiz çekip gidene dek kurtuluşum da yok..
işte, yaşadığını yaşamış, daha da neler yaşayacağının sancısı içinde kistleşmiş bir yara gibi duran, gençliği hibe, bundan böyle ömrünü kendi içinde tüketen, günleri içinde öldüren, yaşama sevincine dair ne varsa içinde solduran, kendine yazan bir adam, karşısında, aradaki bilinmedik mesafeyi, kayıp bildiği, geri gelmeyeceğine kalbi kadar inandığı zamanları gelip üç cümlesiyle kapatıverecek bir sesi duyunca irkilir..
insan bazı sesler karşısında, daha ilk duyduğu anda irkilir.. hani ıssız yolunda çölünde yürüyen bir yolcuya biri seslenir ya, ister haldaş yoldaş olsun, ister yol sorsun, bu irkiliş böyle bir şey.. onu öylesine tarifi imkansız, anlatılamaz bir heyecan, anlatılmaz bir sevinç kılan şeyse, kalplerin bi su başında oturup hâlleşmeleri...
bundan umudumu çoktan kestim, çünkü bi kalbim olduğunu unutturdum kendime.. bir kalbim olduğuna artık inanmayacak kadar unutturdum kendime onu.. varlığını hissetmiyorum bile çoğu, hani arada bir attığını da duymasam?!.
insan atmaktan ziyade, çarpsın istiyor kalbi, heyecanla.. buna bir sebep olsun istiyor; bir başka kalbe, "haddeden geçmiş nezâket/yâl ü bâl olmuş sana/mey süzülmüş şîşeden/ruhsâr-ı âl olmuş sana" diyerek!.
sesler duyuyorum; benden gayrı sesler; bir kalbi olduğuna dair alametler veren insan sesi?!. duydum ya, penceremde güneş varmış ve içerisi hiç olmadığı kadar aydınlıkmış ve hicran bir ayraç değilmiş sayfaları arasında kalbimin?!. işte, ilk kez sularında fırtına yok, çırpınış yok, kırılış yok, kıyılarına çarpa çarpa akış yok, içimde sararmış ve kopmak küçük bir sarsıntı bekleyen yaprak dalına tutunuyor, nabzım atıyor ve ben sesini duyuyorum?!.
bahtın gün ışığı geçirmeyen, görmeyen dokuması mı çözülüyor; baktığım yerlerden uzak konuşan şeyler susuyor, susanlar dilleniyor, susarak karanlıkta büyüttüğüm kelimeler hayat buluyor, endemik çiçekler gibi açıyor, bahar bilmeyen bahçe ilk ilkbaharına mı hazırlanıyor?!.
içimizde bilinmez, çıkılmaz, çıkmaz dediğimiz yollar, gittiğimiz ve döndüğümüz yollar, dönemediğimiz yollar, kayboluşlar; bütün işler, bildiğimiz bilmediğimiz, bulduğumuz bulamadığımız yollar, gittiğimiz gidemediğimiz bütün adresler daha doğmadan kodlanmış sır defterimize, kalbimize.. baktığımız yol nereye çıkar, yolcu nerde gözden kaybolur, döner mi, gelen o mudur; her şey bir endişedir.. endişe, hayatın bilmediğimiz sırrının intacı; sır yoksa endişe de yok, “insan yek katre-i hunest ve hezar endişe” diyen bunu diyor olmalı?!.
eğer beklediğin bir yolcun yoksa lelia; sözlerin tozlu, grî ve flû, yollar kapalı olmalı, ki kolay bulunmasın kapın.. ortalık ışıksız ve hep sis olmalı.. öyle seslenirsin, bastıramadığında sesini; içinde yankısının umudu hiç kimselere bırakılmış.. biri duymuş çok uzaklardan, bilmediğin yerlerden.. bir yabancı, lakin nabzını tutacak, kalbine kulak verecek kadar yakın etmiş kalbine, durduğu yerden; seslenmiş?!. çok uzaklardayken, görmeden seni, seni işaret etmiş kelimeleri; daha bakmadan başını uzatıp içeri, odayı, eşyayı bilir gibi tarif etmiş, sonra bir ses duymuşsun eşikte, ‘o’ demişsin, 'işte o!. hiç beklemediğim yolcu?!.'
işte, bir yolcun varsa yola bakarsın, yolcu gözlersin.. yolcusu olan da başka yerlerde eğleşmez..
lelia!. onca kelime yaktım, yine tek bişey diyememiş oldum bi kez daha, bak?!. ve sen alışkınsın buna!.